Tweet |
Yarışmanın sunumu Ahmet Değirmenci ile Funda Tunçtürk tarafından gerçekleştirildi. Yarışma öncesinde vakıf Başkanı Hayri Onay ve Saadettin Tüzün kısa bir konuşma yaptılar ve okumanın önemini vurguladılar. Programın başlangıcında emekli öğretmen Kemal Cıbır tekerlemeler ve değişik oyunlarla çocukları yarışma öncesinde rahatlattı. Öğrenciler ilk önce Türkçe, daha sonra da Almanca metinleri okuyarak becerilerini öğretmenler ve velilerden oluşan toplam 4 jüri üyeleri (Zülfü Gürbüz NRW TÖB, Ayla Erfidan NRW TÖD, Mehmet Kapyapar Ruhr Veliler Birliği ve Berrin Kapyapar Essen Uyum Merkezi) önünde sergilediler. Yarışma esnasında finallere katılan tüm öğrencilerin Türkçe öğretmenleri de öğrencilerini yalnız bırakmadılar. Yarışmanın sonucu yaz tatili sonrasında vakıf tarafından düzenlenecek geniş katılımlı ödül töreninde açıklanacak.
Okuma yarışması hakkında bilgi veren Ruhr Veliler Birliği Eşbaşkanı ve vakfın yönetim kurulu üyesi Dr. Ali Sak, "Ruhr Veliler Birliği olarak 2009 yılından bu yana Essen ve çevresinde görev yapan değerli Türkçe Anadili Öğretmenlerimiz ve Öğretmen derneklerimizle birlikte 3. ve 4. sınıfları kapsayan "Okuma Yarışma Etkinliğini" kesintisiz bu güne kadar sürdürmekteyiz. İki yıldır da bu yarışmayı Stiftung Bildiung-Eğitim himayesinde eyalet çapında düzenliyoruz. Bu bağlamda emeği geçen tüm öğretmenlerimize ve bize katkı sunan kurum ve kuruluşlara tekrar teşekkürü borç biliyoruz."
Dr. Ali Sak okuma maratonun amaç ve hedefleri konusunda şöyle devam etti: "Bilindiği gibi insan ne kadar çok okursa kelime hazinesi de o kadar çok gelişir. Bu durumda düşünme ufku da gelişir ve zeka seviyesi de artar. Nitekim okumak sadece Türkçe için önemli değil, aynı şekilde diğer dersler içinde (örneğin matematik, fen) önemlidir. Zeka gelişimi de aynen kas gelişimine benzer, kullandığınız ölçüde gelişir ve kullanılmaz ise zayıflar. Çok kitap okumak, çok kelime bilmektir ve çok kelime bilmek de zeka seviyesini daha çok artırır. Bu tür yarışmaların hedefi de çocukları ve özellikle de velileri okumaya alıştırmak, okuma kültürünü kazandırmak. Zira yapılan yarışmaların sonucunda da belli olduğu gibi çocuklar tanıdıkları metinleri genelde çok güzel ve tonlamasını da vurgulayarak okur iken, tanımadıkları metinlerde bir iki istisna dışında tüm öğrenciler zorlanmakta. Bu da bize çocuklarımızın evde ‘okuma kültürüne’ alışık olmadığını göstermektedir. Şunun altını da çizmek istiyorum: Bu okuma maratonuna katılan tüm öğrenciler okullarında Türkçe ve Almanca okuma yeteneği konusunda en önde gelen öğrencilerimizdir. Gayemiz çocukları yarış atı gibi yarıştırmak değil, tam aksine aileler ve çocuklarla yıl boyunca yapmış olduğumuz eğitim çalışmalarını taçlandırmak için yapılan bir etkinliktir, bir mükafattır. Katılan tüm çocuklarımıza katılım belgesi dışında değişik hediyeler verilmiştir. Bu ödül olmaktan ziyade onlara çalışmalarından dolayı teşekkür etmek içindir. Elbette bazı öğrencilerimiz deneyimli oldukları için diğerlerinden biraz daha iyi okumuşlar ve dereceye girmişlerdir. Hayatımızın her alanında olduğu gibi herkesin kabiliyet ve yetenek alanları farklıdır. Önemli olan cesaret edip katılmaktır. Bizim gayemiz okuma alanında ailelerin çocuklarıyla birlikte okuma alışkınlığı edinerek deneyim kazanmalarıdır. Katılan tüm çocuklarımıza hayatları boyunca başarılar diliyoruz. Bizim yegane amacımız çocuklarımızın okuma alışkınlarını geliştirmek, Türkçe derslerini sevdirmek, Türkçe'nin eyalet bazında Alman kurumları nezdinde prestijini artırmaktır. Evet, güzel okuyup da ne olacak diye düşünmek kolaydır. Ancak okumak, her şeyi güzelleştirme potansiyeline sahiptir. Çünkü okumak, bizi düşünmeye, hayal etmeye, empati kurmaya iter. Ve böylece, dünyanın rengârenk güzelliklerini görmeye başlarız.”