Tweet |
Göz sağlığı alanında dünya lideri ve Novartis’in bir grup şirketi olan Alcon’un Dünya Görme Günü’ne özel bu yıl üçüncüsünü düzenlediği “Sizin Gözünüzden: Presbiyopi ve Astigmatizmada En Güncel Cerrahi Tedavi Yaklaşımı” başlıklı bilgilendirme toplantısı 11 Ekim Çarşamba günü, Ankara’da gerçekleştirildi. Toplantıda katılımcılarla bu hastalıkların belirtileri, dünyada ve Türkiye’deki durumları ile ameliyat ve neler yapılması gerektiği hakkında bilgi paylaşıldı.
55 yaş üzeri herkesin karşılaşabileceği, yaşa bağlı yakını görememe sorunu olarak adlandırılan presbiyopi ve tedavi seçenekleri hakkındaki sunumuyla Dr. Yonca Akova; katılımcıları Presbiyopi’yle ilgili bilgilendirdi. Presbiyopi’nin ne olduğu, kimlerde görüldüğü ve tedavi imkanlarıyla ilgili konulara değinen Dr. Yonca Akova konuyla ilgili “Günümüzde presbiyopi için ile teknoloji tedavi seçenekleri ile kişiye özel tedaviler planlayabiliyoruz” dedi.
Presbiyopi kimlerde görülür?
Yaşla birlikte göz içerisindeki doğal lensin farklı mesafelere odaklanabilme yeteneğini kaybetmesiyle gerçekleşen Presbiyopi, 40 yaş civarında yavaş yavaş başlar ve 45-50 yaşlarda kişinin görmesini belirgin derecede etkiler. Bu yaş grubundan başlayarak daha ileri yaşlardaki herkesi etkileyebilir.
Presbiyopi için tek çözüm ameliyat mı?
Kontakt lens ve gözlük ile de kişinin farklı mesafeleri görmesi sağlanabilir fakat kalıcı çözüm olarak cerrahi ile farklı mesafelerin görülmesi sağlanan trifokal göz içi lensler ile düzeltilebilmektedir.
Presbiyopi cerrahisi sonrasında dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?
Presbiyopi cerrahisi sonrasında iyileşme süreci kısa olmakla birlikte yapılan cerrahinin başarılı olması için göz hekiminin reçete ettiği damlaları düzenli ve belirtilen süre boyunca kullanmak dışında özel bir şey yapılmasına gerek yoktur.
Göz bebeğinin arkasında bulunan ve görmeyi sağlayan doğal göz merceğinden kaynaklı hastalıkların en çok görülenleri olan katarakt ve astigmatizma hakkında bilgi veren Dr. Bekir Sıtkı Aslan; kataraktın dünyada körlük nedenleri arasında birinci sırada olduğunu ve astigmatizmanın da göz yüzeyinin düzensizleşmesine bağlı olarak geliştiğini belirtti. Dr. Bekir Sıtkı Aslan ayrıca “Astigmatizma ve Katarakt Cerrahisi” konulu sunumunda bu hastalıkların kimlerde görülebildiğinden, hastalıkların cerrahi imkanlarından ve sonraki süreçlerde hastaların dikkat etmeleri gereken hususlardan bahsetti.
Halk arasında ‘göze perde inmesi’ olarak tanımlanan katarakt, dünyada körlük nedenleri arasında birinci sırada yer alıyor. Her yıl 25 milyon kişide oluşan katarakt, dünyadaki körlüklerin yaklaşık yüzde 50’sinin nedeni olarak kabul ediliyor. Katarakt teşhisi konulan hastaların yüzde 40’ında astigmatik kırma kusuruna rastlanıyor. Dr. Bekir Sıtkı Aslan konuyla ilgili “Kataraktın tedavisini yaparken diğer görme kusurlarını da tedavi edebiliyoruz. Özellikle astigmatı da tedavi etme imkanına sahip olmamız hastalarımıza daha iyi bir görüş kalitesi sunmamızı sağlıyor” diye konuştu.
Astigmatizma ve Katarakt kimlerde görülür?
Astigmatizma toplumda her yaşta bireyde görülebilmektedir. Katarakt ise ileri yaş, diyabet, sigara kullanımı, göz travması ve ultraviyole ışığa uzun süreli maruz kalmak gibi risk faktörleriyle gelişebilen bir hastalıktır.
Kataraktta tek çözüm ameliyat mı?
Kataraktın tek tedavisi; fonksiyonunu ve şeffaflığını yitirmiş doğal lensin cerrahi olarak temizlenmesi ve yerine yapay bir göz içi lens yerleştirilmesidir.
Katarakt cerrahisi sonrasında dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?
Katarakt cerrahisi sonrasında iyileşme süreci kısadır. Katarakt için yapılan cerrahinin başarılı olabilmesi için doktorun reçete ettiği damlaları düzenli ve belirtilen süre boyunca kullanmak dışında yapılması gereken özel bir şey yoktur.
Astigmatizmada cerrahi uygulamaları yapılıyor mu?
Katarakt ve presbiyopi ameliyatı ile birlikte göze astigmatı düzelten göz içi lens yerleştirilerek tek seferde astigmatın da düzeltilmesi sağlanabilmektedir.